Sayfalar

1 Ekim 2016 Cumartesi

Dersin En Önemli 8 Dakikası



Başlangıçlar

1. YouTube’un Güncel Videolarını Kullanın: Youtube, hiçbir televizyon kanalının ulaşamayacağı kadar fazla sayıda 18 ila 34 yaş arası insana ulaşıyor. Youtube’a her dakika 100 saat uzunluğunda videolar yükleniyor. Youtube’da her konu, her sınıf seviyesi ve her yaklaşıma dair bir şeyler bulabilirsiniz. Youtube yalnızca öğrenmeyi HD olarak görünür yapmakla kalmıyor, öğretmenlerin daha önce asla kuramadıkları bağlantılar kurmalarını sağlıyor. Öğrencilerime Carl Sanberg’in şiiri “Chicago” ile Eminem’in yer aldığı Chrysler Super Bowl reklamı arasında karşılaştırmalar yaptırdım. Bundan on beş yıl önce, parmağımı video kumandamın kayıt düğmesinin üzerinde tutup o reklamın gösterilmesi için dua ederdim. Bugün Youtube her şeyi kolaylaştırdı.

2. İyi Haberlerle Başlayın: Bir öğretmen arkadaşım derslerine iki dakika boyunca iyi haberler paylaşarak başlıyor. Başarıyı yakalamak isteyen sınıflar, öğrencilerin kritik sorular sormaları, fikirlerini paylaşmaları ve açık ve dürüst tartışmalara katılmaları için gerekli olan rahatlığı yaratmak zorundalar. Derse olumlu ve başarılı şeylerden bahsederek başlamak, başarıya ulaşmanın basit ve kolay bir yoludur.

3. Farklı Disiplinleri Birleştirin: Peyton Maning spirali fiziğini öğretmeden önce sınıfın ortasına bir futbol topu atın ya da mitoloji ünitenize gönderme yapan bir şarkı çalın. Matematik dersinde bir Picasso tablosunun açılarını hesaplayın. Farklı alanları birleştirmek, fikirlerin ve kavramların tek başına değil, daha geniş bir bilgi ağı içinde var olduklarını öğretir. Farklı bir alanla derse başlamak, öğrencilerin daha derin bir öğrenmeye geçmeleri için algılarını açar.

4. Beş Dakika Boyunca Yazın: Eğer gelişmek istiyorlarsa, öğrenciler yazı yazmalılar. Hem de çok fazla yazı. Bunu başarmanın bir yolu da her güne öğrencilerin cevaplamak için beş dakika harcamak zorunda olduğu bir soruyla başlamaktır. Eğer bu düzenli olarak her gün yapılırsa, bir ritüele dönüşür ve ritüeller insanı güçlendirir.

Sonlar


1. Seviyeyi Yükseltin: Amerika’nın en popüler bilgisayar oyunu mağazalarından GameStop’ın tüm dünyada 6457 satış mağazası bulunuyor. Çocukların bilgisayar oyunlarını çok sevdiği bir sır değil. Belki de bunun sebebi, yeni seviyelere ulaşmak için sürekli ödüller verilmesi ve oyuncuların sıralamalarda daha yüksek sıralara yükselmesi. Bu, insanda başarma, yeterlik ve değerli olma hissi yaratıyor. Öğretmenler, öğrencilerin bu istekleri üzerine gidebilir ve standartlara dayalı yeterlilik seviyelerini geliştirebilirler. Dersin sonunda öğrencilerin uzmanlığa doğru giden gelişimlerinin “haritasını” kendilerinin çıkarmalarına izin verin. Popüler bir bilgisayar oyunu “yeni başlayan”, “kahraman” ve “efsane” gibi seviyelerden oluşuyor. Bu, isteksiz öğrencilerin beklenenden daha iyi bir başarı göstermelerini sağlamak için iyi bir motivasyon sağlayabilir.

2. Çıkış Biletleri: Robert Marzano çıkış biletlerini dört farklı kategoriye ayırıyor: Biçimlendirici değerlendirme verileri, öğrencinin kendi kendini analiz etmesi, öğretim stratejisi geri bildirimi ve açık iletişim. Bunlar kullanıldığında, hızlı ve geniş kapsamlı veri ve geribildirim sağlanıyor.

3. Sosyal Medyayı Taklit Edin: Dijital dünyanın işbirliği ve iletişim ruhu, fiziksel olarak sınıflarda da yaşatılabilir: Duyuru panoları fikirlerin paylaşıldığı bir çeşit sosyal medya alanlarına dönüştürülebilir. Sınıflarda Instagram, Twitter ve Pinterest’i kullanmanın pek çok pozitif yönü bulunuyor. Son 4 dakika içinde öğrencilerinizi bir tweet atma ya da gerçekleşen dersi en iyi yakalayan görseli bulma konusunda teşvik edebilirsiniz.

4. Küçük Notların Gücü: Pozitif bir sınıf oluşturmanın “iyi haber” ile başlamanın ötesinde bir başka yolu ise dersi etkisi yüksek “küçük notlarla” bitirmektir. Öğrencilerin sınıftaki başka birinden öğrendikleri tek bir şeyi, yapışkan bir not kağıdına yazmalarını ve bunu tahtaya yapıştırmalarını söyleyin. Ertesi günün başında bu notları sesli bir şekilde okuyun. Bu eylem; sınıfın bir öğrenenler topluluğu olduğunu ve herkesin katılımının gerçekleştiğini hatırlatır.

Çeviri: Demet Sunar Caferzat

Hiç yorum yok: